41,9504$% 0,52
48,9184€% 0,83
56,3772£% 0,70
5.726,53%-1,65
9.894,00%-0,40
39.456,00%-0,39
4.250,52%-1,78
10.208,76%-1,56
17 Ekim 2025 Cuma
Topal, Türkiye ekonomisinin en güçlü üretim kolonlarından biri olan tekstil ve hazır giyim endüstrisinin, yanlış politikalar ve yetersiz destekler nedeniyle ivme kaybına uğradığını söyledi. “Hazır giyimde rekabet gücü endeksinin 1989–2001 ortalamasının 149,7’den 2024’te 5,77’ye düşmesi, ekonominin en dinamik sektörlerinden birinin alarm verdiğini göstermektedir,” ifadelerini kullandı.
Anahtar Parti Düzce İl Başkanı Düzce Topal, tekstil ve hazır giyim endüstrisinin sadece bir üretim alanı değil, Türkiye’nin sanayi kültürünün taşıyıcı omurgası olduğunu belirterek, bu alandaki erimenin istihdamdan ihracata kadar tüm ekonomiyi etkilediğini söyledi.
“Bu sektör yalnızca milyonlarca kişiye iş imkânı sağlamıyor, aynı zamanda Türkiye’nin küresel marka değerini temsil ediyor. Ancak bugün geldiğimiz noktada, birçok üretici kapanma riskiyle karşı karşıya. Girdi maliyetleri artıyor, kur oynaklığı plan yapmayı imkânsız hale getiriyor, finansmana erişim neredeyse durma noktasında,” dedi.
Topal, özellikle enerji, hammadde ve işçilik giderlerindeki artışların üreticinin rekabet gücünü azalttığını, buna ek olarak yeşil mutabakat uyum maliyetlerinin de küçük ve orta ölçekli işletmeleri zorladığını dile getirdi.
Düzce İl Başkanı Topal, özellikle depremden etkilenen illerde tekstil işletmelerinin yaşadığı zorluklara değindi. “Deprem bölgesinde sektöre özgü yeniden yapılanma modeli uygulanmadı. Gaziantep ve Kahramanmaraş başta olmak üzere birçok ilde konkordato ilan eden firma sayısı artıyor. Bu tablo, sanayicinin artık nefes alamadığını gösteriyor,” dedi.
Topal, 2018–2025 döneminde konkordato sayılarında tekstil sektörünün ikinci sırada yer aldığını hatırlatarak, “Türkiye’de üretim gücünün kalbi yavaşlıyor. Sanayici üretimi bırakmaya zorlanmamalı, tam tersine maliyetleri düşüren, yatırımı teşvik eden politikalarla desteklenmelidir,” değerlendirmesinde bulundu.
Topal, sektörün halen küresel ölçekte önemli bir oyuncu olduğunu ancak avantajını kaybetmeye başladığını ifade etti.
“2023 verilerine göre Çin yaklaşık 300 milyar dolar ihracatla açık ara lider. Türkiye ise yaklaşık 32 milyar dolarlık ihracatla 6. sırada bulunuyor. SGK verilerine göre sektörün toplam istihdamdaki payı %6,5 civarında. Ancak bu tablo sürdürülebilir değil. Yüksek maliyet ve belirsizlik, ihracatta fren etkisi yaratıyor,” dedi.
Topal, pamukta net ithalatçı konuma düşülmesinin de stratejik bir hata olduğunu belirterek, “Pamuk üretiminde Harran, Amik, Çukurova ve Aydın ovaları devreye alınmalı. Verimli topraklarımız atıl durumda. Bu planlama yapılmazsa dışa bağımlılık daha da artacak,” dedi.
Anahtar Parti İl Başkanı Metin Topal, partisinin tekstil ve hazır giyim sektörünü yeniden güçlendirmeye yönelik çözüm önerilerini şu başlıklar altında paylaştı:
Fason üretim modelinden çıkış, özgün tasarım ve koleksiyon geliştirme, yurtdışında mağaza ve e-ticaret yatırımlarına destek verilmesi.
Tasarım ve Ar-Ge merkezlerine seçici teşvikler, üniversite-sanayi işbirliği mekanizmalarının güçlendirilmesi, fuar ve yarışma desteklerinin artırılması.
Karbon ayak izini azaltan yatırımlara düşük faizli kredi-hibe mekanizmaları, organik ve geri dönüştürülmüş ürün üretimine yönelik finansal destek.
Lojistik merkezleri kurulması, demiryolu-liman bağlantılarının artırılması, organize sanayi bölgelerinde dijitalleşme ve süreç hızlandırma adımları.
Eximbank kredi-sigorta kapsamının genişletilmesi, KOBİ’lerin finansmana erişiminde kolaylık sağlanması, teşviklerde sadeleşme ve dijital rehberlik hizmetleri.
Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla enerji giderlerinin azaltılması, yerli pamuk ve sentetik iplik üretiminin artırılması, SGK ve vergi indirimleriyle sanayiciye nefes aldırılması.
Küresel pazaryerlerinde rekabeti güçlendirecek eğitim ve teşvik programları, dijital dönüşüm odaklı KOBİ destekleri.
Afrika, Orta Doğu ve Latin Amerika pazarlarında ticaret ataşelikleri kurulması, serbest ticaret anlaşmalarının (STA) kapsamının genişletilmesi.
Sektöre özel meslek liseleri ve yüksekokullar açılması, sanayi içinde uygulamalı eğitim sisteminin yaygınlaştırılması, dijital ve sürdürülebilirlik becerilerinin geliştirilmesi.
Tekstil, hazır giyim ve hammaddeleri kapsayan Ulusal Rekabetçilik Stratejisi hazırlanması, sektörel paydaş platformlarıyla sürekli veri takibi yapılması.
İl Başkanı Topal, Türkiye’nin pamuk üretiminde yeniden ivme kazanması gerektiğini vurguladı.
“Harran, Çukurova, Amik ve Aydın ovalarında üretim planlaması yapılır, makineleşme artırılır ve AB kırsal fonları etkin kullanılırsa, pamukta yeniden ihracatçı konuma gelmemiz mümkündür. Bu sadece tarımsal değil, sanayi zincirinin yeniden inşası anlamına gelir,” dedi.
Açıklamasının sonunda İl Başkanı Metin Topal, sanayi politikalarının üretim ve ihracat temelli şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Ülkenin emeğini ve sermayesini taşıyan sanayiciyi sektörü terk etmeye zorlamak yerine, maliyetleri düşüren, yatırımı ve ihracatı artıran, nitelikli istihdamı destekleyen akılcı politikaları hızla hayata geçirmek zorundayız.
Türkiye, üretimden koparsa refahtan da kopar. Anahtar Parti olarak bizim vizyonumuz net: Üreten Türkiye, güçlü Türkiye’dir.”
Topal, açıklamasını partinin sloganıyla noktaladı:
“Daha iyisi mümkündür. Yeter ki üretim planlı, adalet dengeli, rekabet akılcı olsun.”
Topal, ekonomik istikrarsızlık, yüksek enflasyon ve konut arzındaki yetersizliğin hem ev sahiplerini hem de kiracıları mağdur ettiğini belirterek, “Ev sahipleriyle kiracılar birbirine düşürülmüştür. Bu tablo, devletin barınma politikasındaki çöküşün en açık göstergesidir,” dedi.
Türkiye’de ev sahipliği oranının %55,8’e gerilediğini, kiracı oranının ise %28’e yükseldiğini ifade eden Topal, 2024 yılı itibarıyla 127.676 tahliye davası açıldığını, 34.366 kiracı icra dosyasının işlem gördüğünü hatırlattı.
Anahtar Parti Düzce İl Başkanı Topal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Konut krizinin geldiği nokta, yalnızca kiracıları değil, ev sahiplerini de ekonomik çıkmaza sürüklemiştir. Kiralar enflasyon karşısında eriyor, tahliye davaları yıllarca sürüyor, sosyal konut politikası neredeyse yok. Devlet vatandaşına taraf olmamalı, adaletin yanında durmalıdır.”
Topal, Anahtar Parti’nin çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
Topal, “Anahtar Parti olarak biz hem kiracının barınma hakkını hem de ev sahibinin mülkiyet hakkını birlikte koruyacağız. Devlet adaleti yeniden tesis edecek, vatandaşın cebindeki yükü hafifleteceğiz,” ifadelerini kullandı.
Açıklamasının sonunda Metin Topal, “Kira krizi sadece bir ekonomik mesele değil, toplumsal adalet sorunudur. Biz Anahtar Parti olarak adil kira, güvenli ev, onurlu yaşam için çözümle geliyoruz,” dedi.
Dağıstanlı, CHP Düzce Örgütü olarak artık Düzce’nin dört bir yanında halkın sesi olacak güçlü kadroların göreve geldiğini ifade etti. “İnancıyla, emeğiyle, yüreğiyle Düzce’mizin dört bir yanında Cumhuriyet’in meşalesini taşıyacak; halkın iktidarını kurmak için yola çıkan yeni kadromuzla birlikteyiz.” diyen Dağıstanlı, kongre süreci sonunda belirlenen ilçe başkanlarını da kamuoyuyla paylaştı.
CHP Düzce’nin Yeni İlçe Başkanları:
Avukat Metin Dursun | CHP Düzce Merkez İlçe Başkanı |
Tuğrul Abanoz | CHP Akçakoca İlçe Başkanı |
Yusuf Mil | CHP Cumayeri İlçe Başkanı |
Hayriye Sarı | CHP Çilimli İlçe Başkanı |
Şenol Coşkun | CHP Gölyaka İlçe Başkanı |
Hasan Altunbaş | CHP Gümüşova İlçe Başkanı |
Muammer Yıldırım | CHP Kaynaşlı İlçe Başkanı |
Zekeriya Erdoğan | CHP Yığılca İlçe Başkanı |
Son olarak Dağıstanlı, her bir ilçede örgütün dinamizmini, halkın umudunu ve Cumhuriyet’in ışığını büyüteceklerini vurgulayarak, “Bizler inanıyoruz ki yeniden halkın iktidarı, yeniden Cumhuriyet çok yakın. Birlikte başaracağız, birlikte kazanacağız.” ifadelerini kullanarak açıklamasını tamamladı.
Dağıstanlı, binanın yıkımına ilişkin yaptığı açıklamada, yapının hizmet verebilir durumda olduğunu hatırlatarak, “Herhangi bir yapısal sorunu olmayan bir kamu binasının yıkıma götürülmesi, ciddi bir plansızlık, kaynak israfı ve kamu zararı anlamına gelir. Bir belediye, halkın parasını korumakla yükümlüdür. Bu sorumluluğun açıkça ihlal edildiğini görüyoruz,” ifadelerini kullandı.
Borç Batağındaki Belediye, Yeni Bir Rant Kapısı mı Açıyor?
Düzce Belediyesi’nin bugün yüksek borç yükü altında olduğunu ve sürekli kredi kullanarak ayakta durmaya çalıştığını hatırlatan Dağıstanlı, “Bu şartlarda milyonlarca liralık yeni borç altına girip sapasağlam bir binayı ‘Cedidiye Kent Meydanı’ bahanesiyle yıkmak, halkın parasını ranta ve yandaşlara peşkeş çekmekten başka bir anlam taşımaz,” diyerek iktidar belediyesine yüklendi.
40 Haramiler Gibi Düzce’yi Yıkmaya mı Geldiniz?
Kamuoyunun cevaplanması gereken soruları olduğunu vurgulayan Dağıstanlı, “O halde soruyoruz,” diyerek Düzce Belediyesi’ne cevaplaması için çarpıcı sorular yöneltti:
40 Haramiler gibi Düzce’yi yıkıp yok etmek için mi görevli geldiniz?
Bu yıkımdan kim, ne kazanacak? Halkın parası kimlere peşkeş çekeceksiniz?
Sapasağlam binayı yıkmaya utanmıyor musunuz? Yüzünüzde mi hiç kızarmıyor?
Belediye binasını yıkarak, her açıklamamızın altına mantar gibi türeyen belediyenin kadrolu sosyal medya trollerini mi besleyeceksiniz?
Düzce’nin İhtiyacı Gösteriş Değil, Akılcı Yönetimdir!
Yıkım kararının kente vizyon kazandırmayacağını belirten Dağıstanlı, “Cedidiye Kent Meydanı projesi bahanesiyle yapılan bu yıkım, kamu yararı taşımıyor. Bu karar, tamamen rant odaklı bir anlayışın ürünüdür. Düzce’nin ihtiyacı gösteriş değil, planlı, şeffaf ve akılcı yönetimdir,” dedi.
Bu İhanetin Hesabının Sandıkta Sorulacağını Biliyoruz!
Açıklamasının sonunda kamu malının keyfi biçimde yok edilmesine sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Dağıstanlı, “Düzce halkının alın teriyle biriktirdiği kaynakların israf edilmesine, borç batağındaki belediyenin bu savurganlığına izin vermeyeceğiz. Düzce’ye hizmet, sapasağlam binaları yıkmakla değil; aklı, bilimi ve halkın çıkarını merkeze almakla olur. Bu ihanetin hesabını, Düzce halkı günü geldiğinde sandıkta soracaktır,” diyerek açıklamasını sonlandırdı.
Heyet, Kalıcı Konutlar bölgesinde bulunan Neriman Çilingir ve Hilmi Çilingir Huzurevleri’ni ziyaret ederek huzurevi sakinleriyle bir araya geldi. Sohbetler eşliğinde keyifli vakit geçirilen ziyarette, büyüklerin hayat tecrübeleri gençlerle paylaşıldı. Huzurevi sakinleri ise gençleri daha sık görmek istediklerini dile getirerek memnuniyetlerini ifade etti.
Zafer Partisi Düzce İl Başkanı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yaşlılarımız toplumumuzun hafızası, yol göstericisi ve en kıymetli değerlerimizdir. Onları sadece özel günlerde değil, her zaman hatırlamak ve ziyaret etmek bizlerin görevidir.”
Gençlik Kolları Başkanı da, “Huzurevlerimizde geçirdiğimiz bu değerli zaman bize gösteriyor ki yaşlılarımızın yüzündeki tebessüm, geleceğe umutla bakmamız için yeterli. Bu ziyaretleri daha sık gerçekleştireceğiz” dedi.
Samimi ve sıcak bir atmosferde geçen ziyaret, huzurevi sakinlerinin duaları ve teşekkürleriyle sona erdi